ATEİST Doktor ARKADAŞIMA MEKTUP

Sen bir doktorsun; insan bedeninin karmaşık yapısını, organların işleyişini, hücrelerin birbirine bağlı fonksiyonlarını, hormonal dengeyi, bağışıklık sistemini inceleyerek hastalıkları teşhis ve tedavi ediyorsun. Tıp, bedendeki müthiş uyumu anlamaya çalışır. Her organ bir fabrikanın özel departmanı gibi çalışır, kalp pompaladığı kanla tüm vücudu besler, akciğerler oksijeni kanla değişir, böbrekler arıtma tesisi gibi atıkları süzer, karaciğer kimyasal fabrikadır, beyin ise müthiş bir yönetim merkezidir. Bu kusursuz organizasyon kimin eseri?

Rastgele moleküllerin bir araya gelip böylesine incelikli bir sistemi kurduğunu söylemek, basit bir yarayı pansuman yapabilmek için bile tıbbi bilgi, alet, planlama gerektiğini bildiğin halde, vücudun kendisinin hiçbir rehber olmadan oluştuğunu iddia etmek kadar çelişkili değil mi? Hücrelerin protein sentez mekanizması, DNA onarım sistemleri, bağışıklık hücrelerinin antikor üretimi, sinir hücrelerinin elektriksel sinyalle haberleşmesi… Bütün bunlar bilinçsiz kimyasal süreçlerle mi “denk gelmiş”?

Bedenin homeostaz denilen mükemmel bir denge mekanizması vardır. Ateş yükselince terleme, kandaki şeker dengesi bozulunca insülin-glukagon salınımı devreye girer, bakteri girince immün sistem alarm verir. Böylesi otomatik kontrol sistemleri, sanki son teknoloji otomasyonla donatılmış bir fabrika hattına benziyor. Sen basit bir tıbbi cihazı bile tasarlarken ne kadar çok bilgi ve planlama kullanıyorsun. Vücut ondan milyon kez karmaşık. Plansız, gayesiz evrimsel süreçler bunun mimarı olabilir mi?

En ufak damarından en büyük atardamarına, her yapının bir görevi, bir anlamı var. Beyindeki nöron ağları öyle karmaşık ki, dünya üzerindeki en gelişmiş bilgisayar sistemleri bile yanında ilkel kalıyor. Doktor olarak bir hastalığı anlamak için yıllar süren eğitim alıyorsun, peki insan bedenini tasarlayan bilgi hangi kaynaktan geldi? Kendi kendine mi var oldu?

Çocukluk aşamasında büyüme hormonu devrede, ergenlikte üreme hormonları düzenleniyor, yaşlılıkta metabolizma değişiyor. Her aşama mükemmel zamanlama gerektiriyor. Bir doktor olarak bilirsin ki en ufak hata ciddi problemler doğurur. O halde bu hatasız planlamayı sırf tesadüf diye açıklamak, doktorluk mantığına sığar mı?

Hücre içinde proteinleri üreten ribozomlar, genetik kodu çözen enzimler, enerji sağlayan mitokondriler adeta bir fabrika gibi eşgüdüm içinde çalışıyor. Bu denli karmaşık bir sistemi “doğa kör, amaçsız, bilinçsiz” diye geçiştirebilir misin? Her tedavi yönteminde, her ameliyatta, her teşhiste aklını kullanırken, bedenin ilk oluşumunda hiç akıl ve plan gerekmemiş olduğuna inanmıyor musun?

Sen bir doktor olarak bedenin mükemmelliğini görüyor, onun içindeki dengeyi anlamaya çalışıyorsun. Bu denge, bir Tasarımcının varlığına işaret etmiyor mu? Eğer hayır diyorsan, istisnasız her ameliyat masasında gördüğün mucizevi düzeni nasıl açıklıyorsun? Bir tümör hücresi bile kontrolsüz çoğalınca bedeni çökertirken, başlangıçta hiçbir kontrol olmadan bu mükemmellik nasıl kuruldu?