ATEİST Eczacı ARKADAŞIMA MEKTUP

Sen bir eczacısın; ilaçların etken maddelerini, kimyasal yapısını, metabolizmadaki etkileşimlerini, dozajlarını, yan etkilerini, vücudun biyokimyasal yollarını inceliyorsun. Küçücük bir hapın doğru etkiyi yapması için formülün hassasiyetine, dozun ideal olmasına, vücuttaki enzimlerle etkileşimine bakıyorsun. Yanlış formül, yanlış doz, ilacı zehire dönüştürür. Bu kadar hassas bir denge için senin gibi uzmanlar yıllarca okuyor, araştırıyor, deney yapıyor.

Peki doğadaki bitkilerden elde edilen etken maddelerin biyolojik olarak tam ihtiyacımız olan maddeleri içermesi tesadüf mü? Örneğin belirli otlar ağrı kesici, antibakteriyel, antiviral, antiinflamatuar özellik gösteriyor. Kim bu bitkilerin kimyasal yapısını bir eczane rafı gibi düzenledi? Rasgele mutasyonlar ve doğal süreçler, tesadüfen insanın tam gereksinim duyduğu şifa verici molekülleri mi üretti?

Farmakoloji, vücutta belirli reseptörlere bağlanan molekülleri inceler. Bu reseptörlerin yapısı adeta bir kilit, ilacın molekülü de anahtar gibi. Rastgele kimyasal evrim süreçleri nasıl olur da “kilit-anahtar” uyumu sağlayan binlerce molekülü oluşturdu? Eczacı olarak bilirsin, bir ilacın etkinliği ufak bir yapısal değişiklikle bozulabilir. O halde doğanın öylesine “deneme” yaparak trilyonlarca işe yaramaz kimyasal arasında tam doğru formülü seçtiğine inanmak makul mü?

Ayrıca sen eczacı olarak ilaç üretim sürecinde kalite kontrol, stabilite, raf ömrü, saflık oranları, yardımcı maddeler, kaplama teknikleri gibi sayısız ayrıntıyla uğraşırsın. Doğa hiçbir akıl olmadan neden insanlığa şifa verecek onca bitki ve maddeyi tam doğru formülle sağlamış olsun? Bir aspirin bile yılların bilgi birikimiyle formüle edildi. Bitkilerin komple kimyasal laboratuvar gibi faydalı etken maddeler içermesi neyle açıklanır?

Dahası, vücut bu ilaçları doğru şekilde metabolize eder. Karaciğer enzimleri, böbrek atımı, hücre zarının geçirgenliği… Her aşamada kusursuz bir organizasyon var. Bu organizasyon olmasaydı ilaçlar ya emilmez ya da zararlı etki yapardı. Bir eczacı olarak, “Zaten böyle denk geldi” diyerek bu ince organizasyonu açıklayabilir misin?

Hastalıklar da ilginçtir; çoğu zaman vücudun savunma sistemleri devreye girer. Antibiyotik ilaçlar bakteriyi öldürürken, bağışıklık sistemi bu süreçte destek sağlar. Rastgele süreçler bu kusursuz dayanışmayı nasıl kurdu? Bir eczacı olarak laboratuvardaki basit bir sentetik bileşiği bile defalarca test etmeden kullanamıyorsun; doğa akılsızca hareket ediyorsa insan biyokimyasını destekleyen bunca kimyasal “rasgele” nasıl ortaya çıktı?

Belki diyeceksin ki “Evrimsel süreçler faydalı bileşikleri seçti.” Peki seçen kim? Seçim, tercih, uyum gibi kavramlar bir amaca işaret eder. Ama sen bilinçli bir seçimciyi reddediyorsun. O zaman bu bilinçsiz süreç nasıl her seferinde doğru kimyasal formülleri, doğru işleyişi, doğru tedavi imkânlarını insanın hizmetine sunacak şekilde düzenledi?

Eczacılık bilgin, doğanın aslında büyük bir “kimya laboratuvarı” olduğunu gösteriyor. Bu laboratuvarın deneycisiz, plansız çalıştığını iddia etmek, senin mesleki mantığına ters değil mi? Yoksa bu harika kimya sahnesi, ilahi bir Eczacının eserini mi sergiliyor?