ATEİST Öğretmen ARKADAŞIMA MEKTUP
Sen bir öğretmensin; çocukların zihinlerini bilgiyle, değerlerle, becerilerle donatıyor, onların gelişimine rehberlik ediyorsun. Öğretim sürecinde soyut kavramları anlatır, farklı öğrenme stillerine adapte olur, disiplinle sabır gösterirsin. Çünkü bilirsin ki çocuk eğitmek, bilinçli bir çaba, planlama, programlama, ilgi ister.

Şimdi düşün: İnsan zihni, öğrenmeye yatkın, dil edinmeye uygun, soyut düşünce geliştirmeye elverişli olarak doğuyor. Neden bir bebek, anadilini zahmetsizce öğreniyor, gramer kurallarını sezgisel olarak kavrıyor, mantık yürütüyor, hayal kuruyor? Bu “eğitilebilir” yapıyı kim programladı?
Doğa sadece rastgele var olsaydı, neden insan beyni eğitimle gelişmeye açık bir altyapıyla donatıldı? Tesadüfi süreçler, neden zihni öğrenmeye, analiz etmeye, anlam aramaya meyleden bir yapıda şekillendirsin? Sen sınıfta konuları aşama aşama anlatırsın; peki insan beyni hazır kavramsal iskeletlerle doğuyorsa, bu iskeletleri kim hazırladı?
Eğitimde değerler, ahlak, erdem, adalet, dürüstlük, merhamet gibi kavramlar önemli. Bu soyut değerleri çocuk neden içselleştirmeye eğilimli? Rastgele oluşmuş bir canlı neden “iyi” ya da “kötü” kavramlarını anlayabilsin, üstelik bunları içsel yargı haline getirsin? Bu ahlaki eğitim imkânı, insanda fıtrî bir zemin olduğunu göstermiyor mu?
Çocuklar anlam, amaç, merak, keşif duygusuyla doğar. Sorgular, neden-sonuç ilişkisini arar, hikâyelerden ders çıkarır, masallardan evrensel ilkeler sezer. Bu entelektüel kapasite, sıradan bir biyolojik organizmada tesadüfen belirecek kadar basit midir? Sen öğretmen olarak en basit konuyu bile plan, materyal, strateji olmadan öğretemezken, bu kozmik eğitim atölyesini kim düzenledi?

Eğitim farkındalığı, zihnin soyuta uzanma gücü, geleceği planlama, uzun vadeli idealler… Bunlar evrimsel hayatta kalma içgüdüsünü aşan yönelimler. Maddi çıkarın çok ötesinde, insanda anlam arayışı var. Bu anlam arayışı bir yanılgıysa, neden eğitimin her aşamasında tekrar tekrar ortaya çıkıyor?
Sen bir öğretmen olarak bilgi vermenin yanında öğrencinin moral, motivasyon, umut, güven, inanç gibi soyut ihtiyaçlarını da karşılıyorsun. Bu soyut ihtiyaçlar tesadüfle mi var? Maddi evrende ölçemediğin bu manevi gereksinimler nereden çıktı? Belki de insan ruhuna, eğitimle büyüyebilecek bir fıtri çekirdek nakşedildi.
Eğitim sistemi bile planlı, programlı, bilinçli bir çabanın ürünü. Evrenin insanı eğitime bu kadar yatkın yaratması da bilinçli bir tercihi andırıyor. Yoksa kendiliğinden oluşan bir varlığın eğitime muhtaç ve eğitimden zevk alan bir zihin yapısı geliştirmesi mantıklı mı? Belki de, insanı bu şekilde inşa eden aşkın bir Öğretici var.
