Deist Astronom ARKADAŞIMA MEKTUP

Madem ki sen deist bir astronomsun; gök cisimlerinin hareketlerini, galaksilerin düzenini, yıldızların oluşumunu, gezegenlerin yörüngelerini, karadeliklerin gizemini, kozmik arka plan ışımasının izlerini, evrenin genişleme hızını, Big Bang sonrası evrenin soğumasını, hidrojen ve helyumun yıldızlarda ağır elementlere dönüşmesini, galaksilerin kütleçekimsel etkileşimini, karanlık madde ve karanlık enerjinin evren dinamiğindeki rolünü, devasa kozmik yapıların şaşırtıcı derecede istikrarlı ve düzenli olduğunu en iyi sen bilirsin.


Evrenin bu muazzam ölçekteki düzenini düşün: Deist anlayış der ki yaratıcı ilk patlamayı yapmış, sabitleri ayarlamış, sonra ilgisini kesmiş. Peki sen astronom olarak biliyorsun ki en ufak sapmalar kozmik dengeyi paramparça ederdi. Rastgelelik, asimetriler, düzensiz maddi dağılımlar, aşırı genişleme ya da ani çöküşlerle dolu bir evren beklerdik. Ama evren olağanüstü stabil görünüyor. Yıldızlar, belirli ömürleri ve dengeleri olan devasa nükleer reaktörler gibi çalışıyor; gezegenler sabit yörüngelerde dönüyor, galaksi kümeleri düzenli yapı sergiliyor. Tek seferlik bir ayar nasıl milyarlarca yıl kusursuz çalışabilir?

Ayrıca düşün: İnsanlık göklere bakmış, ilahi bir anlam aramış, peygamberler gökyüzünü işaret edip bir Yaratan’ın varlığından bahsetmiş, yıldızları Allah’ın mucizesi olarak anlatmış. Tarih boyunca farklı medeniyetlerde benzer temalar: Gökteki düzenden yola çıkıp yüce bir kudretin varlığını kabul eden insanlar… Peygamberler insanlığa “Gökleri ve yeri yaratan, insanı başıboş bırakmaz” mesajını vermiş. Eğer yaratıcı gerçekten geri çekilseydi, böylesine kozmik bir düzende insanlığın evrensel anlam arayışı kim tarafından beslenecekti? Rastgele kültür evrimiyle her toplumda benzer metafizik çıkarımlar yapılması ne kadar olası?

Astronomi bize devasa ölçeklerde istikrar gösterir. Bunun sürekliliği, arka planda sürekli bir gözetim fikrini güçlendirir. Toplumların tarihine bak: Peygamberler devreye girip hem kozmik düzeni yorumlamamıza, hem yeryüzündeki ahlaki düzeni kurmamıza yardım etmiş. Bu tarihsel müdahaleler, deist görüşün “ilgisizlik” tezini çürütür. Eğer ilgisiz olsaydı, insanlığın manevi rehberliğe en çok ihtiyaç duyduğu anlarda peygamberler neden ortaya çıksın?

Sen astronomsun, bilirsin ki kozmik ölçekte her an bir şeyler değişiyor. Eğer hiçbir müdahale yoksa, kaostan kaçınmak zor olurdu. Evrenin düzeni, peygamberlerin mesajlarıyla anlam kazanır, insanın ufkunu aydınlatır. Bu “moral kozmoloji” fikri ilahi rehberliğin sürekliliğini yansıtır. Deist bakış, bu kanıtların tümünü göz ardı eder. Oysa astronomik deliller, evrenin planlı ve sürekli gözetilmekte olduğunu ima eder. Peygamberler, bu gözetimin tarihsel-insani boyuttaki tezahürleridir. Onlar olmadan insanlığın evrensel düzeni okuyup ilahi amaca yönelmesi zordu.


Kozmik ölçekteki istikrar ve mükemmel denge, yıldızların hidrojen fabrikaları gibi çalışması, gezegen yörüngelerinin saat gibi işlemesi, bütün bunlar sürekli güncellenmeyen bir senaryonun sonucu olabilir mi? Hiç müdahale yoksa, bu gök kubbe nasıl aynı melodiyi çalmaya devam ediyor, insanlığı peygamberler aracılığıyla yeryüzünde aydınlatan bir kudretin işaretlerini fark etmeyecek misin?