Deist Dil Bilimci ARKADAŞIMA MEKTUP
Madem ki sen deist bir dil bilimcisin; dillerin yapısı, sözdizimi, sesbilgisi, anlambilim, pragmatik, dil edinimi gibi konuları en iyi sen bilirsin. Diller durmadan değişir, kültürden kültüre farklı semboller, metaforlar, gramer yapıları ortaya çıkar. Dil, sırf fiziksel hayatta kalma aracı değildir; soyut düşünceleri, metafizik kavramları ifade eder. İnsan dil aracılığıyla sonsuzu, ebediyeti, aşkın bir varlığı, ilahi mesajları kavramsallaştırır.
Deist bakış, yaratıcı gücün herhangi bir vahiy, peygamber göndermeden insanı kendi haline bıraktığını savunur. Peki insanların dillerinde neden daima bir “yukarı”, “öte”, “ilahi” anlam alanı var? Neden kutsal metinler tarih boyunca farklı dillere tercüme edilmiş, peygamberlerin mesajları bu dillere işlenmiş, insan sözcüklerle ilahi iradeyi anlama çabasına girmiştir? Bu durum, ilahi iletişimin, vahyin, farklı dillerde de tezahür ettiğini göstermez mi?

Dil evrimi, kültürel iletişimi gerektirir. Eğer yaratıcının tek bir defalık yaratışı söz konusuysa, neden binlerce yıl sonra bile insanlar ilahi mesajları dillerinde canlı tutuyor? Peygamberler farklı toplumlara farklı dillerde mesajlar getirmiş, böylece her dilde ilahi kelam yeşermiştir. Bu, dilin sadece insana bırakılmadığını, anlam alanının boş olmadığını, zaman zaman ilahi müdahaleyle güncellenen bir anlam dairesi olduğunu ima eder.
Ayrıca dil sadece maddi yaşama dair terimler üretmez; soyut kavramlar, ahlaki ilkeler, metafizik sorular hep dile yansır. Peygamberlerin getirdiği vahiy metinleri, dilde soyut manevi kavramlara netlik kazandırır. Deist yaklaşımda böyle bir rehberlik yoksa, dil nasıl bu kadar tutarlı metafizik kavram üretebildi? Rastgele mi oldu? Dilbilimsel sezgin, bu kadar karmaşık, soyut anlam alanlarının sadece tesadüfen ortaya çıkamayacağını söyler. Belki de dil, düzenli olarak ilahi mesajlarla beslenerek aşkın kavramları dil çarkında öğütüyor.

Madem dilbilimcisin, görürsün ki dil kültürle etkileşimli. Kültür de peygamberlerin mesajlarından etkilenmiş, diller bu mesajlarla zenginleşmiş. Deist bakış bu zenginliği açıklamaz. Oysa dilin sürekli metafizik temalara, ilahi isimlere, dua formlarına açık olması, aktif bir ilahi iletişimi, yani peygamberlerin hak oluşunu ve onların mesajlarını doğrular.
İnsanın dil yoluyla soyut kavramlar, metafizik fikirler, ilahi isimler, dualar, kutsal metinler üretme kapasitesini, farklı dillerde peygamber vahiylerinin anlamlı karşılık bulmasını sırf dil evriminin kör süreçlerine mi bağlayacaksın? Rastlantısal seslerden bu kadar tutarlı metafizik anlatılara varılması, dilin fıtri olarak ilahi mesaja programlı olduğunu göstermiyor mu?